3 Mayıs 2011 Salı

erkenciyim..

                                 
                 

Kuşlarla birlikte uyandım bugün..Hatta daha erken belki de..Oysa bir hayli geç uyumuştum..Anlam veremeden uyanışıma, elimi yüzümü bile yıkamadan pencerenin önündeki sandalyeye oturdum..İzlemeye başladım dışarıda olup bitenleri...

Sadece kuşların, kedilerin  bir de benim uyanık olduğunu düşündüğüm o saatte güne başlayan insanları görünce şaşırdım..Pencereyi araladım temiz hava girsin diye, soğuk hemen ısırıverdi..Kapadım usulca evdekiler rahatsız olmadan..

Önce kızım ve arkadaşı çıktı evden uzun süren hazırlanma fasıllarından sonra..El salladım usulca onlara..Vizeleri iyi geçsin, yolları açık olsun dedim, onları köşeyi dönüp te görünmeyene kadar...


Az sonra apartmandan topuk sesleri gelmeye başladı tıkır tıkır..Anladım apartmanımızın psikoloğu işe gidiyor..Hemen arkasından baktım, korkar diye seslenmedim dua ettim içimden, günü güzel geçsin diye..

Kuşlara baktım hiç durmuyorlar sabah telaşındalar sanki, bir grup cik cik ötmeye başladı bile, sanki diğerlerine nispet  olsun diye..


Bir bir arabalar çalışmaya başladı, işe gidenler faaliyette şimdi..Ardı ardına okul servisleri geçmeye başladı..Evlerde yaşanan telaşlar geldi gözümün önüne, acilen hazırlanmalar, hızla edilen kahvaltılar, düzeltilen saçlar, yapılan makyajlar, öğrencilerin çanta hazırlamaları, annelerin bir bardak süt içirme handikabı, hızla inilen merdivenler, nefes nefese yetişilen servisler..

 Ne de güzeldir aslında o kıvranmalar sabah sabah..Yaşam belirtisidir, yaşadığının göstergesidir..Okullardakine ne demeli? Zil çalmadan yetişmeye çalışan öğrenciler, kimileri servisten inerken, kimileri yürüyerek öğretmenden önce sınıfa girme derdindeler..

Bir koşturmacadır gider her yerde sabah..Trafikte sinirlenenler, herhangi  bir sebepten ötürü geç kalanların mazeret uydurma, sevmediği dersin sevmediği öğretmenine katlanma, asabi müdürü selamlama seansları, bir kaşık suda boğulası mesai arkadaşları, hepsi birer enerjidir aslında..

İnsanlar artmaya başladı caddede, bir o kadar da arabalar..Az sonra trafik yoğunlaşmaya klaksonlar çalmaya başlar..Şehrin gürültüsü istediği tondan çalmaya başlar..Bense henüz kuş seslerinin hakim olduğu bu saatlerde, çok sevdiğim klavye sesiyle çalıyorum evde..

Vaktidir artık kalkıp çayı demleyip misler gibi, evin liselisini uyandırmanın..Aynı telaşı bizim evde yaşamanın..Onu öperek okula yollamanın, ardından tavşan kanı çayla, gazete keyfi yapmanın..Sonrası mı?

O da günün içinde saklı, yaşayalım ve görelim...

6 yorum:

  1. O okula gönderme sefası sonrası hani sokaklara yeniden bir sakinlik çöker ya. İşte ben o an mutluluktan uçarım, sokak benim, işte değilim diye:)
    Ne yapayım, bu da benim fantezim:)

    YanıtlaSil
  2. evet Aslı'm ne güzeldir gerçekten o sakinlik..
    herkesin kendini bulduğu bir soluklanma anı var işte arkadaşım..güzel fantezi canım laf yok :)

    YanıtlaSil
  3. İnsanın kendine soluklanacak bir zaman bulabilmesi ne güzel.. buna o kadar çok ihtiyacımız varki...

    YanıtlaSil
  4. GEZİ/YORUM... o solukla işte insan güne devam edebilme gücü buluyor kendinde..
    darısı başınıza..

    YanıtlaSil
  5. aaaa hehehe çok sevindirik oldum kendimi görünceeee =)) o topuklu ayakkabılarımın topuklarını şimdiye kadar biri kırmadı ya, çok şanslıyım :D ama ben bizim apartmanın canlı sabah alarmıyım :D :)))))) :p

    YanıtlaSil
  6. cicim topuk sesleri duyar duymaz baktım arkandan koşa koşa arabaya gidiyordun..dediğim gibi o saatte korkutmak istmedim ve uzun uzun baktım arkandan..tam bizim balkonun altında bayağı oyalandın..sessizce ugurladım seni ben de..
    topuk seslerin bizim için önemli onlar giderse naparız biz :)

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..