1 Haziran 2011 Çarşamba

çığlık




Gecenin derinliğinde, sessiz çığlıkların içindeydi şimdi..  Günlerin ötesinde, yılların bitiminde.Geçirdiği her günde saklanmış, yaşadığı her olayda kaybolmuştu..
İstemsiz her davranışta yok olmuş, kendinden kopmuştu..

Üzerine toprak  atılmıştı sanki..Nefes alamıyordu, almadığını sanıyordu..Arada sızan boşluklardan hava alıyordu..Aldığı havayla tamamlamaya çalışıyordu yaşama borcunu..Daha ne kadar idare edeceğini bilemiyordu..Can hıraş bugüne gelmişti ama devam edebilecek gücün kendinde olmadığını biliyordu..

Etrafı insanlarla doluydu..En zoru zaten buydu..Farklı sesler, farklı nefesler arasında tükeniyor, çokluk arasında yokluk yaşıyordu..Onların yanında daha bir yalnız, daha bir ürkekti..Ses veriyor, çıkardığı ses kendine bile öyle cılız geliyordu ki duyulmayacağını düşünüyordu..Belki de duyuluyordu..


Güçlüydü, güçlü görünüyordu..Sınırları vardı esnek görülen..Görünen ile gerçek farklıydı ama..Gördükleri sadece bir duvardı..Duvar pürüzsüz, güzel görünüyordu da  altında neler olup bitiyordu..

Kimse bilmiyordu, oysa ne fırtınalar yaşanıyordu, ne gemiler alabora oluyor, ne hayaller, ne istekler, ne yaşanmamış duygular, ne yaşanmışlıklar gizleniyordu duvarların arkasında..Sesini çıkarmak istiyordu her defasında başaramıyordu..

Girdap bu olsa gerekti..Ruhun girdabı, öğrenilmişliklerin, baskılanılmışlıkların, hislerin çukurunda dönmekti belki..Dönüyor, döndükçe başı dönüyor, hepsi birbiriyle çarpışıyor, çıkmaya yaklaştığı an, tekrar girdabın içinde kalıyordu..

Çığlıklar atıyor,  çırpınıyor kendini hissettirmek istiyor, karanlık gecenin kabusunda başrol oynuyor, kulağına gelen başka çığlıklardan korkuyor, yüksek bir yerden düşermiş gibi yüreği ağzında haykırıyor, haykırıyor ne yapsa sesi dışarı çıkmıyordu..


Bir el bekliyordu kendini bu karanlıklardan çıkaracak, yumuşak, şefkatli bir el..Tutsa o el ama hiç bir kuvvet uygulamasa  sadece dokunsa, gücü kendinde bulacak her şeyi gerisinde bırakacaktı..Kim bilir o el belki de ölümün eli olacaktı..

17 yorum:

  1. Bismihi Subhanehu...
    Öyle bir yazı olmuş ki içinde gece var... İçinde ''hayat denen şey kalabalıklar içinde yalnızlık ve çığlıklar içinde sessizliktir'' cümlesinin bir başka açısı olan ''çokluk arasında yokluk yaşıyordu..'' boyutu var. Daha nice değinilesi şeyler var. Elverdiğince değinildi şimdilik... Kelimelerin en karanlığı olan gece aslında düşüncelerin ve gerçekleri fark etmenin en aydınlık boyutu değil mi aslında.
    Dualarla... by_sükut

    YanıtlaSil
  2. ''Bir el bekliyordu kendini bu karanlıklardan çıkaracak, yumuşak, şefkatli bir el..''...
    Bir olan elden başkası el değil mi bize? Doğu Hikayeleri ile Psikoterapi diye bir kitap vardı. Onda bir hikaye... Bataklığa batmış bir adamın yanına biri gider... Uzat bana elini diye bağırır. Oradan geçen biri neden öyle söylüyorsun ki der... Uzat elini diyeceğine önce sen elini uzatsana...
    Dualarla...

    YanıtlaSil
  3. Yazı yine beni benden alıp beni bana getirdi :) 3. yorum ile şimdilik adım gibi olayım... Kolay gelsin... Yüreğiniz ve kaleminiz susmasın... by_sükut

    YanıtlaSil
  4. by_sükut, son cümleniz olaya nokta koymuş bence, herşeyi açıklamış..
    teşekkür ederim :)
    tırnak içindeki cümle bugün benden bu şekilde dile geldi..üzerine kimbilir her yürek farklı zamanlarda daha neler neler söyler..

    YanıtlaSil
  5. by_sükut; yorumlar şahane sadece tebessüm etmeyi tercih ediyorum şu an..ayrıca derin konular sadece bir kaç satıra, cümleye sığdırmak zor bence ama siz bu konuda sınır tanımıyorsunuz :)

    YanıtlaSil
  6. Öncelikle yorumlarıma sabırla cevaplar yazdığınız için ben teşekkür ederim... Tırnak içindeki cümle bugün öyle gelmiştir. Bir başka düşünüşünüzde daha başkalıklarla gelir :)
    by_sükut

    YanıtlaSil
  7. Sınır da beni tanımıyor zaten. küsüz biz onunla :) by_sükut

    YanıtlaSil
  8. Yorumların boyutu yazının boyutuyla çok ilişkili. Kapı-Anahtar bağlantısı yani :) Derin konuları birkaç satıra sığdırmak konusuna gelince... Bazen bir kitap okursunuz toplamı bir söz etmez. Bazen bir söz söylersiniz tek başına kitaplara bedeldir. Galiba güzel olan ikinci kısmı :)
    dualarla... by_sükut

    YanıtlaSil
  9. bu yorumlara yorumsuz kalıyorum artık..
    :)

    YanıtlaSil
  10. Yorumsuzluğa ben de yorumsuz kalırsam yandık cümleten :)
    Neyse by_sükut yoğunluğuna doğru yol alır :) Rabbime emanetsiniz inş. dualarla hayırda kalın...

    YanıtlaSil
  11. Zamanındaki kendimi okudum desem....
    Doldum doldum ve ağlayamadım desem....

    YanıtlaSil
  12. yaşampınarımmm, geride kalmış olması ne güzell..kimlerin; sesini duyaramadığı kalabalıkların içinde kaybolduğu, bir kendi olduğu, tutunamadığı, gittikçe yuvarlandığı, zamanla daha da dibe battığı girdapları olmadı ki?

    sevgiler, öpücükler canımm


    not: hala blogun görünmüyor ve yorum yazılamıyor bilgin ola..

    YanıtlaSil
  13. Şöyle birşey fark ettim; yazılar birbirinden değişik başlık taşısa bile birbiriyle çok bağlantılı aslında. ''Cam Kırıkları'' yazısı ''başlangıçlar'' yazısına kapı açmış. Ve oradan harekete geçen kelimeler ''Çığlık'' yazısının da çekirdeği, tohumu olmuş adeta. Belki kelimeler arası bağlantıyı detaylı değerlendiriyorum şu an. Ama yazdıklarınız bir binanın parçaları. Birbiri ile çok ilgili ve ilişkili. Ve sonuç: hepsi birbirinden güzel...
    by_sükut

    YanıtlaSil
  14. by_sükut; benim farkımda olmadığım, haksız sayılamayacağınız bir bağlantı :)
    ve sonuç :çoook teşekkürlerr

    YanıtlaSil
  15. merhabalar emine.. çok teşekkür ederim tekrardan ..
    aramıza katılman bu güzel yazılarını bizimlede paylaşacak olmandan dolayı çok mutluyum..blogunda huzur var .. umarımda sende aramızda huzur bulursun ..
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  16. merhaba cecil,davetinize ben teşekkür ederim.dilerim güzel paylaşımlarda buluşuruz..huzur hepimizle olsun..
    sevgiler..

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..