11 Ağustos 2011 Perşembe

sabaha karşı güncesi 3





Saat 04:54 sabah ezanı da okundu..Kelimenin tam anlamıyla geceyi gündüze, gündüzü geceye çevirdik..Hatta bugün saat 16:00' da çalan zile öyle bir sinirlendim ki bu saatte gelinir mi diye?Normal düzene girmekte sıkıntı yaşamayız umarım..

Hava durumunun bile farkında olamıyoruz gündüz, bahçeye girip ağaçları budayan görevlidense hiç haberimiz yok..Top patlasa duymayacak moddayız yani ailecek..Geleneksel Ramazan seyrimiz bu..Şikayetçi olan da yok zaten..

Çocukluk zamanlarım aklıma geldi de ne çok severdim ramazanları..Annemin özene bezene kurduğu sofraları, ablamın yaptığı salataları..Sonrasında sırayla mutfak toplayışımızı..Kavgalarımızı, babam gelince hiç bir şey yokmuş gibi yapmalarımızı..Dünya kupalarını izleyişlerimizi abilerimle..Camiye giderken eğlenmelerimizi..Olup olmadık şeylere gülüşlerimizi..Zillere basıp kaçışımızı..

Hepsini devrettik şimdikilere..Ama yok şimdikilerde sanki, en azından benimkilerde görmüyorum..Ellerinde sürekli telefon ve bilgisayar, sonra tv..Bu üçlü arasında mekik dokuyorlar. Hatta telefonlarıyla bütünleşmiş haldeler..İnternet paketleri bitince kendilerini çaresiz hissediyorlar..Hayır kızamıyorum da onlara anneleri olarak ben bile bu kadar vakit geçiriyorsam da internet ortamında onların ki normal kalıyor..

Ama siz doğruyu bilince kendiniz yapmasanız da çocuğunuz yapsın istiyorsunuz..Göz sağlığı, duruş bozukluğu, beyin hücreleri ve benzeri sıkıntıları dert edip kalkmasını istiyorsunuz da ne çare..O yüzden ben ev dışına çıkmalarını hep teşvik ediyorum.Her türlü faaliyete açık olsunlar..Ne kadar uzak kalırlarsa bağımlılık oranları azalır diye umut ediyorum..Telefona çare yok gibi yedi yirmi dört ellerinde..Bari bilgisayar minimuma insin istiyorum..Sonuçta ben de haşır neşirim ama yapmam gerekenlerden kalan vakitlerde..

Kitap da okuyorlar, gazete de bir şey de denmiyor o yüzden.. Tatil modu ya vakit fazla olunca böyle oluyor işte..Neyse ki okul döneminde durum bu kadar vahim değil..Yaz diye, tatil diye katlanacağız, çaresi yok maalesef..Bir on sene önceye gittiğimizde internetsiz ne yaparmışız acaba?Telefonlardan bağlanamazken dünyaya, telefon ne de anlamsızmış meğer..Her şeyi ne de çabuk kabullenip hayatımıza dahil ediyoruz..Ve sanki onlarsız hayat olmazmış haline getiriveriyoruz..

Bir şeyler eksilmedi dersek yalan olur tabi..Arkadaşlardan, aileden, eşten, dosttan çalıyoruz zamanı..Ya da daha öncelikli şeylerden..Korkuyorum daha neleri bu hızla tanıyıp kabulleneceğiz, hayatımızın bir parçası değil temel parçası yapacağız diye..Bill Gates her eve bir bilgisayar dediğinde inanamayanlar, sonra herkese bir bilgisayar dediğinde şaşıranlar; durum budur..Nasıl bir öngörüdür bu? Nasıl bir ticari zeka?

Sonuca gelirsek saat sabahın beşi, ben burda bunları yazıyorsam, kendimle çelişiyorum gibi..Yok ama siz anladınız beni..Uyku yine benden çok uzaklarda.Kim bilir belki de etrafımda dolaşıyor..Bugünlük de bu kadar günlük..Yarın ola hayrola..




Posted by Picasa

2 yorum:

  1. Ben en çok kitaplarından vakit çalıyorum, hırsız gibi hissediyorum kendimi.

    YanıtlaSil
  2. Aslı, evet ya benimde elimde yarım kitap kaldı bak, öyle zaman geçiriyorum ki..sırada bekleyenlerde cabası :(

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..