25 Nisan 2011 Pazartesi

hata..

                                   

Hoşlandığı gencin de kendisini beğendiğini anlayınca ne kadar da mutlu olmuştu..On altı yaşında olabilirdi ama sevmişti..Konuşma fırsatı bile bulamamışlardı hiç..Şimdilerde olduğu gibi değildi, kırk sene önce aşklar..Camdan bakarken yoldan geçen mahallenin çocuğu ya da mahallenin esnafı olması kuvvetle muhtemeldi.

O da fotoğrafçısıydı mahallenin..Kız da küçük bir şehirde, memur babanın altı kızından biriydi..Küçük bir yerde oldukları  için çok dikkatli olmaları gerekirdi..Birileri fark etse dedikodu alıp giderdi başını..

İstemeye geldikleri gece duyduğu bir yalan haber hayatının kararını etkiledi.."Fotoğrafçı başkasına da talip oldu" denmişti..Çok incinmiş ona inat başka birisine varmıştı..

Varmıştı da düğün fotoğraflarını onun çekmesi, kaderin bir cilvesi miydi?Düğün günü kendisini şoka sokmuş, hiç bir resimde gülümseyememişti.Oysa en mutlu günü olmalıydı..Yuva kuruyordu, o yaşta doğru yaptığını düşünüyordu..Belki hala doğrusuydu diyordu dili, ama ya yüreği..


Yüreği başka bir şey söylese bile dili artık gerçeği söyleyemezdi tabi..En büyük çocuğu nerdeyse kırk yaşına gelmişti..Anlatmıştı onlara bu öyküyü, sevdasının başlangıcını bitişini ama..Yanılmışım, yanlış yapmışım demek öyle kolay değildi..Hayat devam ediyordu eşiyle ve çocuklarıyla..Pişmanlığı kabul etse ne olacaktı ki?

Yıllar önce ona dair bir haber almıştı felç olmuş..Ege' de bir sahil kasabasında fotoğrafçılık yapıyormuş hala..Şimdi gitse karşısına 'biz evlenecektik neden başkasına yolladın aileni, senin yüzünden ayrıyız' dese ne değişirdi ki?O yalana hala inanıyordu..Biliyordu ki onu seven başka bir kızın uydurmasıydı..İnanmak istiyordu çünkü inanmasa kendi hatasıyla yüzleşmesi gerekecekti..

Kendi elleri ile mi itmişti saadeti? Hayır eşiyle de mutlu olmuştu, çocuklarını dünyaya getirip onları hayata kazandırma mücadelesindeyken bunları düşünmeye vakti olmamıştı da..Onlar evlenip kendiyle konuşmaya kendini dinlemeye vakti olduğunda bunları düşünmüştü.Kabul edemese de yaşadığı  pişmanlıktı...

Belki de öyle fevri davranmasa tüm yaşamı çok farklı olabilirdi..Bunu hiç bilemeyecekti ama son nefesine kadar da bu düşüncenin aklından çıkmayacağını biliyordu..Kader insanın elindeydi..
Kader böyleydi..

not: Bir ablanın gerçeğinin benden aktarımıdır..Detayları kendinde saklı..

6 yorum:

  1. Böyle kaderin ben....
    İnsan, seçimlerini yaşıyor biraz da. Kader ne yapsın değil mi?

    YanıtlaSil
  2. Aslıı :)
    kimi zaman yapabiliyorsa da seçimlerini insan,kimi zaman da kader deyip geçiyor..

    YanıtlaSil
  3. o da nazar boncuğu olsun be güzel arkadaşım.

    YanıtlaSil
  4. bunu anlatanın gözlerine baka baka dinlerken nasıl ki
    yandım..
    haşlandım..
    piştim acıdan...
    yineledim şimdi kendimi..
    acıdım..
    kanadım cicoşş....

    YanıtlaSil
  5. cicim, ben de çok etkilendim..
    üzüldüm, onun adına.. kaçırdıkları , yaşayabilecekleri adına içimde tutamadım yazdım...
    sağlam duralım herşeye rağmen hayatta sağlam duralım..

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..