7 Ocak 2011 Cuma

gece kuşları..

Güneşe uyanamamak, onun parlaklığından, ısısından, verdiği hayat enerjisinden yoksun kalmak, aydınlığını yaşayamamak…Nasıl bir kayıptır insan için?..

Herşey onunla başlar aslında..Güne nasıl başladığımız, yataktan nasıl kalktığımız, perdeyi aralayıp, güneşle bakışmamız...Evet tabi ki perdeyi aralamadan da, eve dolan ışıktan günün aydınlandığını, güneşin parladığını, hayatın koşuşturmacasının başladığını anlayabiliriz..Ama çoğumuz onu görmek isteriz.İsteriz, çünkü gecenin karanlığından, karanlığın bilinmezliğinden, belki görülen kabuslardan, anlaşılmaz rüyalardan ve onların etkilerinden uzaklaştırır bizi ..

Ve bu terapi hergün yaşanır, herkes için yaşanır, bazı olgular gibi değildir yani..Bugün bizim sokağa gelecek, yarın başka bir sokağa..Bugünün şanslısı diye bir kavram da yok .Herkes hergün  şanslı..Herkese yetecek kadar sıcak , hergüne yetecek kadar aydınlık..

Maalesef bu aydınlığı yaşayamayanlar var ya da büyük bir kısmını kaybedenler..Gece kuşları…Evet geceyi gündüz yapıp sonra da öğlene belki akşama kadar uyuyanlar..Bunu iş gereği yaşayanlara değil tabi sözüm..Kendine yaşam şekli olarak seçen, fakat çok şey kaybedenlere..Hepimizin etrafında var böyle insanlar..Geceyi tercih ediyorlar yaşamak için, belki haklı gerekçeleri var, belki mecburlar.Belkiler uzayıp gidebilir de..

Gecenin sessizliğine de yok sözüm, büyük keyiftir o sessizlikte kendini dinlemek..Günün karmaşasından , gürültüsünden uzaklaşıp kendiyle kalmak, tek başına film izlemek, müzik dinlemek veya okuduğu kitabın dünyasına girmek..Ne kadar iyi gelir, ne kadar rahatlatır insanı..Ancak vücut saatimiz buna alışırsa zarar vermeye başlar..Düzen bozulur, gündüz ne kadar uyusak ta yetmez o uyku bize..Hasta kalkarız yataktan, ya başımız ağrıyordur ya da sersem hissederiz kendimizi..İflah olmayız bir türlü o gün..

Gün aynı gündür, yine aydınlık, yine parlak, uyku aynı uyku, belki süresi daha bile fazla..Nedir peki eksik olan? Sabah, sabahın ilk ışıkları..Sihirli kelime  ‘ilk ışıklar'..Güneş de akşam olunca batmış, sabahı daha aydınlık, daha parlak, daha sıcak yapabilmek için dinlenmişti..İlk tomurcuğunu veren çiçek gibi güzel, ilk rekorunu kazanmak için koşan atlet kadar güçlü,  ilk adımlarını atan bebek kadar heyecanla parıldamak için hazırdı..

Geriye kalansa bundan istifade etmek için güne uyanmak, güneşe uyanmak.. Günün güzelliğini yaşamak, enerji dolup, enerji saçmak..Bizim için varolan bu gücün  farkında olmak..Güneş gibi aydınlatmak ..Güneş gibi ısıtmak..Güneş gibi parlamak…

 Parlayan, aydınlık bir yaşam hepimizin olsun..

                              

2 yorum:

  1. güneşe değil de güneş doğmadan uyanmak nasıldır dersin cicoş ?? =))

    YanıtlaSil
  2. güneş doğmadan uyanmak 1-0 önde olmaktır cicimmm..ve sen hep bizden öndesin:))

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..