15 Kasım 2011 Salı

yol



İspat etmek mi gerekir?Delilleri ortaya koymak mı? Somut olmazsa olmaz mı?
Dava değil  ki bu, katil- maktul de yok, aslında ortada bir suç yok..Öyleyse neyin ispatı bu?Sevgi kanıt ister mi?

Eğer istiyorsan bunu ya karşındaki sevmeyi bilmiyordur ..Ya da sen körsün..Ferhat gibi dağları mı delmeli anlamak için..Mecnun olup çöllere mi düşmeli?Seviyorsan seviyorsundur işte..İspatlanmaya çalışılıyorsa ortada bir problem var demektir..

Anne-baba, kardeş, arkadaş, komşu ya da kadın-erkek tüm bu seçeneklerde sevgiye kanıt aranıyorsa o sevgi insanı yorar..Sevmek gönül işidir..Şartlara, kurallara dayandırılırsa adı sevgi olmaktan çıkar..Genellenirse, şekil verilirse, seslendirilirse ruhunu kaybeder..

Sevgiyi oyun hamuru gibi düşünüyorum ben..Herkesin elinde var..Ve herkesin elleri farklı..Ona vereceği biçim farklı, biçim verirken vereceği ısı farklı, hayal gücü farklı, değer farklı..Aynı olan sadece herkesin o hamura sahip olduğudur..Nasıl değerlendireceği tamamen kendine kalmıştır..

Emek verilmeyen, şekillenmeyen oyun hamuru katılaşır..Ve çatlamaya başlar zamanla, kalpteki kırılmalar gibi..Ve bir daha da şekil almaz, umudu kalmamış yürek gibi..Sahibinin elinde işe yaramaz bir materyale dönüşür, yürek taşıyan ama kullanamayan insanlar gibi..

Seviyorsan belli edeceksin..Bazen bir bakış belli edecek yüreğini, bazen bir gülüş..Bazen küçük bir dokunuş, bazense bir kelime belli edecek sevdiğini..Öyle beylik sözlere, davranışlara gerek yok yürekler arası iletişim için..

Kalpten kalbe yol var zaten..Engel olma yeter..






5 yorum:

  1. Çok güzel ifade etmişsin kesinlikle katılıyorum sevgi ispatlanmaya çalışılıyorsa ortada sorun var demektir. Tabi bu da demek değil ki kılını kıpırdatmayacaksın,anlasın da nasıl anlarsa anlasın:)Kulak sevgi sözcüklerini duymak ister,göz o bakışı görmek,sevginin kendine ait kokusu var burun onu duymak, yürek ise hissetmek ister.Yüreğine sağlık

    Ferhat,Mecnun olayına gelirsek eğer acaba kavuşsalardı, aynı eve girselerdi Ferhat ile Şirin Mecnun ile Leyla olur muydu acaba:))

    YanıtlaSil
  2. çoğunlukla yüreğin taaa derinlerinden gelerek söylenen yalın bir "seni seviyorum" demek bile yeter değil mi Eminecim...tabi anlayana...

    YanıtlaSil
  3. Aylacım, senin de yüreğine sağlık güzel özetlemişsin :)
    ve katılıyorum aynı evde zor
    biraz :D



    Aynurcum, ne zor çıkar bu cümle ağızdan oysa ki..haklısın anlayana..

    YanıtlaSil
  4. Selamların selamı ile...
    ''İspat etmek mi gerekir?Delilleri ortaya koymak mı?''... Akli şeylerdir ispatlanabilecek olan. Oysa sevgi önce ''ruhi'' sonra ''kalbi'' bir haldir. Bu sıra kişiye göre değişken olabilir. Sıralamamı yaparken ''ruhun özündeki sevginin kalbte hayat bulması'' mantığından hareket ettim.
    ''Sevgi kanıt ister mi?''... Kanıtlanmaya çalışılıyorsa sevgi denemeyeceğini düşünüyorum. Yani 2. paragrafın son cümlesine sonuna kadar ve hatta sonundan öte katılıyorum.
    ''Sevmek gönül işidir..Şartlara, kurallara dayandırılırsa adı sevgi olmaktan çıkar..''... Şöyle bir sözü getirdi aklıma...''seven karşılıksız sever, beğenen ise karşılığını ister'' Ve bu açıdan koşullu bir durum varsa o ancak ''sevgi yanılması''dır. Ya da ''sevgi sığınması''...
    Oyun hamuru benzetmesi harika olmuş. Ve ''Seviyorsan belli edeceksin''... Belli edemiyorsa insan şu sığınmalara gider... ''çok seviyorum ama yansıtamıyorum''.. Derim ki görüntü yoksa yansıma olmaz. Aynanın karşısında bir şey yoksa ayna birşey göstermez. Birşey varsa ayna mutlaka onu yansıtacaktır.
    Ve evet sahte beylik kelimelere ihtiyaç duymayacak kadar yüce bir hal sevgi. Diyorduk ya kalbten çıkan söz kalbe ulaşır. Dudaktan çıkan kulağı aşmaz. Sevginin hayat bulduğu yer eğer kalpse sözün çıktığı yer ancak orası olur. Ötesi sevgi açı insanoğlunun sevdim ve seviliyorum diye karşılıklı birbirini aldatışıdır.
    Bir yorumdaki Ferhat ve Şirin, Leyla ile Mecnun konularına gelince... Onların halleri kalplerinden gelen hal olduğu için, zaman ve mekan ötesi bir hal olduğu için, somut değerler ve karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan bir hal olmadığı için, ''kavuşma şartı''na odaklanmış bir hal olmadığı için, maddenin çok ötesinde manada oldukları için ve buna bağlanabilecek bir çok hal için aynı evde olsalardı da Ferhat ve şirin, Leyla ile Mecnun olacaklardı. İnsanın yanılgısı şurada: ''beğenmeyi Aşk, hoşlanmayı sevgi'' zanneder. Bu zan ile hareket eder. Bu hareket ile hüsrana uğrar. Ruhundaki sevgi özünü karşılayacak olanı arar. Oysa aramayla bulunan bir hal değil ki. Bir söz ile ''Sevgi nasip işidir, hesap işi değil''..
    Neyse bu konu daha çok söz götürür. Çok söz için çok zaman lazım. Zaman sermayesi dar. Ve by_sükut susar...
    Fiemanillah... Dua ile...

    YanıtlaSil
  5. by_sükut, baştan sona harika bir yorum olmuş..sözlerinize katılmamak elde değil..yüreğinize sağlık ve zamanınıza bolluk diliyorum :)

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..