10 Ekim 2011 Pazartesi

mucit aranıyor!



Özlemek için araya mesafeler girmesi gerekmez..Bazen en yakınındakini en çok özler insan..Bedenen alabildiğine yakınken; duygularda, düşüncelerde aralarına kilometreler girmişse, dağları aşmak bile daha kolay gelir duygusal metreleri aşmaktan..

Fiziksel olan her şey daha kolaydır da ruhsal her konu daha bir zor, daha bir çözümsüzdür..Düşündüğünüzde baş ağrısı, diş ağrısı bir ağrı kesici ile geçerken, kalp ağrısı, hayal kırıklığı ne yazık ki kapsüllerle şifa bulmaz..

Aslında icatlar kervanına; teknolojinin hızına yetişilmeyen bu dönemde, bu bağlamdan el atılsa hiç de fena olmaz hani..Akla gelmeyen her şey başımıza gelirken, bir de kalbimize gelse keşke..

Bir düşünün kalbiniz çok kırıldı  ama öyle böyle değil, iki doz alıyorsunuz ilacı yarım saate hiç bir şey kalmıyor..Kalp tek parça, sapasağlam devam yaşamaya.Tekrar tekrar kırılıyor yapışıyor ve her seferinde ilk günkü gibi sıfır kilometre.Ne kin kalır, ne kıskançlık o zaman..

İletişim konusunda yenilikleri son sürat kabullenen, seven, benimseyen ben, biraz dursun diyorum veya yavaşlasın bu yöndeki gelişmeler..Robotlar, telefonlar, bilgisayarlar daha küçülmesin, dünyanın küçüldüğü gibi..Yürekleri büyütsünler yapabiliyorlarsa, hoşgörüyü artırsınlar, saygıyı  ilke edinsinler..Ama  küçükleri sevelim büyükleri sayalım şeklinde değil bu saygı, öncelik öz saygı olsun..

Kendini sevmeyi öğretsinler önce, kendini bilmeyi, anlamayı..Sonra yaradanı, canlıyı, cansızı, kainatı..O zaman globalleşen dünya anlam kazanır..O zaman kitle iletişim araçları silahların yerini alır..

İcatlar duygusal olsun, psikolojik, ruhsal, kalpsel, yüreksel olsun biraz da.Gelen her yenilik sanki bir şeyler alıp gidiyor bizden..Yakında digital insanlar olacağız diye korkuyorum..Bağlandığımız ağlar bizi sarıp sarmaladılar..Çıkamamak da var işin ucunda..Bilmem ki bir duyan olur da kaybedilen  yürekleri yeniden keşfeder mi?

Özlem demiştim oysa, dokunabilecek kadar yakın olduklarını özlemek demiştim de; vuslata, sılaya gelir sözüm diye düşünmüştüm..Öz ' müş meğer özlediğim..Özleme adını veren ÖZ..

20 yorum:

  1. Canım, ne güzel demişsin, ne güzel dilekte bulunmuşsun. Özlemlerin hep kavuşmayla sonlansın, güzel arkadaşım

    YanıtlaSil
  2. Aslıcım, teşekkür ederim ama sen de çook güzel demişsin :)
    hep hep hep kavuşmayla sonlansın özlemlerimiz..

    YanıtlaSil
  3. Özlem demiştim oysa, dokunabilecek kadar yakın olduklarını özlemek demiştim de; vuslata, sılaya gelir sözüm diye düşünmüştüm..Öz ' müş meğer özlediğim..Özleme adını veren ÖZ.. NE KADAR GÜZEL YAZMISSINIZ...

    YanıtlaSil
  4. NeSLİNaMe, teşekkür ederim..
    çok mutlu oldum :)

    YanıtlaSil
  5. "Öz ' müş meğer özlediğim..Özleme adını veren ÖZ.." anlatımını çok beğendim.

    YanıtlaSil
  6. K.C.S, teşekkür ederim öz'ümle :)
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  7. Râhman razı olsun.Münacat tadında hoş bir nesir olmuş.Akl-ı selim her insanın belkide kalbi olarak istediklerini dillendirmişsiniz,lakin olmuyor işte.Hep bir şeyler eksik kalıyor.Belki de biz özümüze dönemiyoruz.

    YanıtlaSil
  8. Awdil, hepimizden razı olsun..ben bekliyorum, çağrı da yaptım çıkacak o mucit :)
    teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  9. Yıllar önce
    Alexis Carrel'in İnsan Denen Meçhul kitabını okumuştum. Aynen sizin sorduğunuz soruyu irdeliyordu özet olrak, "bilim insanın dışındakilerle ilgilindiği kadar, insanın ruh yapısıyla da ilgilenseydi, beynin çözülmeyen gizleri kalmazdı". Karşıdaki konuşmadan, meramını kelimelere dökmeden, ne düşündüğü ve hissettiği anlaşılırdı. belki kavgalar ve gerilimler olmazdı, erken kavrayış sorunu doğmadan öldürürdü.. demeye getiriyor.

    İzlemeye değer bulduğunuz için sağolunuz efendim:)
    sol yanıma eklendiniz.

    YanıtlaSil
  10. zihni, sessiz bir ziyarete çok güzel bir hoşgeldin oldu.asıl ben teşekkür ederim..ruhi bilim adamlarını göreve davet ettik işte kabul buyururlarsa :)

    siz de hoşgeldiniz :D

    YanıtlaSil
  11. Emine Emine Emine...bu kadar güzel yazılır mı be...

    YanıtlaSil
  12. Aynurcum, bak sevindirik oldum şimdi :))) çok teşekkür ederim..

    YanıtlaSil
  13. Bismillah ile...
    Özlem Öze dairdir. Öze dair olduğundan özlenen vuslata rağmen özlenir.
    İletişim konusundaki bir çok gelişmenin ortaya çıkardığı çelişik sonuç : ''İletişimsizlik''...
    Muhteşem bir yazı idi yine. Tekrar dönüşümde cümleleşmiş kelimelerde yine beni gördüm :) Rabbim her daim en ÖZlediğiniz, en ÖZlediğimiz olsun... olsun...

    Fiemanillah... by_sükut

    YanıtlaSil
  14. Adsız, size bir linkle hoşgeldiniz demek isterim..
    http://emineozkan.blogspot.com/2011/08/kayp-aranyor.html
    teknolojinin bize hediyesi iletişimsizlik oldu gerçekten..
    en özlenene emanet olun..

    YanıtlaSil
  15. Genelde duyduklarımızı anlamadan yapmaya çalışıyoruz hep.Sevmekte,özlemekte öyle..herşey..
    Kendimizi sevmeden başkalarını sevmeyi öğrenmeye çalışıyoruz.Sonra yüzümüze gözümüze bulaştıyoruz ve herşeyi mahvediyoruz..
    ve adını özllem koyupta ,kavuştuğunda sevdiğini yerden yere vuran insanları tanıyoruz..
    Herşey ÖZ'de başlıyor evet,ama ÖZ'ü unutup adım atan öyle acemiler var ki dünyada..

    Yüreğinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  16. Krnc, sana katılmamak isterdim ama ne yazık ki aynen dediğin gibi..
    Öz'ü bilmek, anlamak, hassas davranmak zor..zoru başarmak önemli..
    sonuç: önemli olan ÖZ :)

    teşekkür ederim
    sevgiler :d

    YanıtlaSil
  17. Selam ile... Verilen linke ulaşamıyorum. ''Sayfa bulunamadı
    Üzgünüz, aradığınız sayfa Bulunmaz Hint Kumaşı adlı blogda yok.'' yazısı çıkıyor.
    Fiemanillah...

    YanıtlaSil
  18. by_sükut, o zmaan arşivden bakabilirsiniz ağustos ayına ait bir yazı :)

    YanıtlaSil
  19. bir dönem yogaya gitmiştim. hani şu alnında kırmızı nokta olan shiri mata ji olana. ilk öğretide dediler ki, "burada amaç çocukluğumuzdaki saf ruha en yakın olmak. öz odur çünkü."

    öz'ü ararken öz' den olmadığıma sevinmiştim orda. detaya girmeyeyim ama insanın bazen var olanı anlaması için yok sanmayı yaşaması gerekbiliyor.

    iş var olanı yok sanmayacak kadar ötelememekte.

    YanıtlaSil
  20. two, bu yorumun felsefik öğretisine yakışmayacak biliyorum ama kaybettiğin eşeği bulmak sözünü hatırlattı bana :) bulunca duyulan sahiplik duygusu, zaten varken hiç bir şey ifade etmiyordu gibi..gayet anlaşılır bir cümleyi açıklayarak abartıya girmeyeyim sen anladın onu :)
    yorumunun hakkını vereyim ama, o dediğin iş kısmını bildiğim, yapmaya çalıştığım ve çoğunlukla yapabildiğim için mutluyum :D

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..