Her şeyin anlamsız geldiği bir zaman.
Yaşama sevincinin zirvesinde oturanlar bile tepeteklak.
Yakınken uzak, uzakken ulaşılmaz, aydınlıkken karanlık, karanlıkken zifiri gelir..Hiçlik tavan yapıp, varlık yerlerde sürünür..
Ve denge bozulur..
Çıkmak istenir, bilinir bir süreçtir ama çıkmaya çalıştıkça daha bir karışır da kördüğüm olur.
Damarlar çekilir, sinirler dolaşır birbirine yumak olur..
Nefes alırken göğüs sıkışırda verirken bir yanardağ misali çıkar soluk, ciğerlerden.
Taşınanlar mı yoksa baş edilemeyenler mi bu hale getirir bilinmez..
Yaşarken farklında olmadan hep değerli olmak için mücadele eden insan, yoksun kaldığı değerlilikten mi varır bu noktaya bilinmez..
Hayaller ulaşılmaz, beklentiler sonuçsuz kaldığından mıdır yoksa?
Sebepler sıralanabilir daha ama sonuç aynı noktaya varıyorsa çözüm nedir acaba?
Kim sorunu yaşarken çözebilmiş ki?
Hangi psikolog kendi çocukluğuna inebilmiş, hangi doktor kendi yarasını tedavi edebilmiş?
Ya zaman akışına bırakılmış ya yok sayılmış ya da sonuçsuz kalmış..
Deva olamamış kimse derde..
Zaman ilaç olmuş yaka yıka..
Kanatarak, kabuklanarak ve her dokunuşta yeniden kanayarak..
Derin derin nefes almak, tüm organları sarsarcasına,
Ağlatanları, ıssız-sessiz bırakılanları, kanatanları söküp atmak istercesine vermek sonra..
Bir daha solumamak yine..
Geride bırakmak ve dönüp arkaya bakmamak..
Değerler hanesinde yerini bulmak..
ruh halime çok iyi geldi bu yazı. sabah ne güzeldim oysa:(
YanıtlaSilAslıcım depresif insan halleri işte..bazen öyle bazen böyle.somurtma gülümse lütfen :)
YanıtlaSil