16 Ekim 2012 Salı

Anlam-anlama-anlayış







Yataktan kalkarken aldığımız nefesin kalitesiyle başlayan, enerji durumuyla belirlenen, hava durumu, ev durumu, iş durumu ve bilumum durumlarla şekillenen günü; besleyen, şekillendiren ne çok uyaran var aslında..Somurtuk bir yüz, görgü yoksunu  bir insan, kaba bir davranış ne kadar kötü etkiliyorsa; parlayan güneş, gülümseyen yüzler, nezaketi ölçü edinenler bir o kadar güzelleştiriyor.

Bu mevsimde pek de alışık olmadığımız oranda içimizi dışımızı fazlasıyla ısıtan, günümüzü ışıtan güneş imzasını atıyor sonbaharın ortasında olduğumuz bu günlere..Hırkaların, ceketlerin hatta şemsiyelerin özlendiğini düşünüyorum..Her şey zamanında, kararınca olunca güzel ama adını çokça duyduğumuz küresel ısınmanın hediyesi bize, mevsim normallerinde seyretmeyen hava..

Normların ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyor insan, uçlarda yaşananlara tanık olunca..Bu;
kişisel özelliklerle başlar da, hava olayları, ahlaki değerler, sosyal olgular, dünya kriterlerine kadar gelir..

Tabi hep normlar dahilinde geçmez yaşam..İnişler-çıkışlar olduğu gibi durağan haller de mevcuttur yaşamın renkleri arasında..Pürüzler, sıkıntılar, çözümsüz dertler, çözümlü olup da çözülmez gibi görünenler..Kapana kısılmış gibi hissetmeler, çıkmaz sokakların köşelerinde, açmazların kilidinde sıkışmalar, hiç durmayacakmış gibi yağan yağmur, yerden hiç kalkmayacak gibi duran metrelerce karlar ve derin sularda boğulmalar..

Hepsi yaşadığımızın göstergesi, çeşitliliği..Görünen yüzü bu tabi, o sıkıntıların bir de arka yüzü var ki; bunların neden yaşandığı, yaşanırken götürdükleri sandığımız getirdikleri, öğrettikleri, söyledikleri, gizledikleri ve daha neler  neler..

Ama biz şekilciyiz, şekle görünene değer veririz..Ardındaki ihtimalleri, gizemleri görmeyiz göstermeye çalışan olsa da itiraz eder, kabullenmeyiz..Öyle kolay değil hayat, tepside sunulmuyor..Tepside sunulduğunu sandıklarımızın işi daha zor aslında, o da yaşanmadan bilinmiyor..

Sözün özü bir hediye yaşam bize, hediyenin büyüğü küçüğü, güzeli çirkini olmaz..Neyse kabulümüzdür deyip yaşamalı..Bu çeşitliliğin, renkliliğin oluşturduğu farkındalıklarla zenginleşip, en büyük zenginliğin anlayış, anlama ve anlamda olduğunu bilmeli..
Anlamı  anlayıp, anlayışla yaşamalı..
 

9 yorum:

  1. Herkes birbirinin aynassıdır bu hayatta.. Birimiz gülümserken diğerimiz yüzünü mü assın.. Birimiz matem tutarken diğerimiz kahkaha mı atsın.. Üzüm üzüme baka baka karar derler ya; birbirimize bakarak olgunlaşabiliriz. Birmirimizle güzel şeyler paylaşarak şuurlanabiliriz.

    Anlamlı bir yazıydı bu paylaşımınızın. Nefes alış verişimizin bir hakkıydı yüreğinizden satırlara dökülen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel söylemişsiniz profösör şuurlanmak adına..
      benim için de yorumunuz çok anlamlı teşekkür ederim.

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. asıl özleyen benim, bir an önce paylaş o güzel satırları bizimle :)

      Sil
  3. Bismillah ile,
    Yazı nete düştüğü an okundu. Ancak birkaç kelime yorum yazmak bugüne nasip oldu.
    Çok boyutlu yorumlara yelken açılabilir. Yazının başlığı gibi adeta içeriği. Anlam-anlama-anlayış üçgeninde seyahate çıkarıyor insanı. İletişime dair vurguları, malumu ilan etmemem gerektiğini fısıldıyor kulağıma :)
    ''mevsim normallerinde seyretmeyen hava'' ibaresi ah insan dedirtti bana. İnsan mevsim gibi değil mi sonuçta. Bazen mevsim normallerinde bazen normal ötesi hallerde. Normal ya da normal ötesi zamanlarla vadesini doldurup alem-i normal'e gidiyor sonunda.
    ''hep normlar dahilinde geçmez yaşam''.. Yaşam hep normlar dairesindedir. Norm dışı gözükenler ancak Allah'ın takdir ettiği kaderin kaza alemine dönüşümünden ibarettir. Pürüzler, sıkıntılar.. Normları var edenin o normların dışına çıktığında kulunun nasıl davranacağını görecektir elbet. Sonuçta hiçbir şey asla norm dışı değil. Ama insan karşılaştırıldığı imtihan normlarına yaklaşımında beklenen normun dışına taşıyor. Zaten dünya hayatı imtihanı normlara normla karşılık verip veremeyeceğinin tartılmasından ibarettir. ''Kalbi dağınık ve zihni kirli'' ise bir insanın kendine takdir olunan sıkıntılı normlara karşı dayanamayacaktır. Depresyon, stres, bunalım insanın kulluk normu dışına taşmasının sonucudur.
    Düşünürüm bazen. Amentüyü sular seller gibi ezberleyen insan, nasıl olurda başına gelen hallerde ''Hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine iman ederim'' diye söylediği halde stres, bunalım, depresyon yaşar? Dilde söylenenlerin kalbe hükmetmemsi mi acaba.. Yoksa yine varılan yer dağınık kalpler mi?
    ''yaşanırken götürdükleri sandığımız getirdikleri, öğrettikleri, söyledikleri, gizledikleri ve daha neler neler..'' Kesinlikle süper bir cümle. Şu hayatta benim çok sıkıntılar karşısında ayakta kalmayı başardığım birkaç prensipten birini hatırlaattı bana. ''Hayatımda tanıdığım herkes bana birşeyler katar. Ama gidenler hiçbirşey eksiltmez ve kaybettirmez''
    ''Ama biz şekilciyiz, şekle görünene değer veririz..Ardındaki ihtimalleri, gizemleri görmeyiz '' cümlesi ''sizin hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde hayır vardır'' mealindeki ayeti hatırlattı.
    ''en büyük zenginliğin anlayış, anlama ve anlamda olduğunu bilmeli..Anlamı anlayıp, anlayışla yaşamalı..'' Final cümlesi üzerine cümle kurmaya kıyamayacağım kadar güzel.
    Rabbim razı olsun hatırlatmalara dair. Daha sık aralıklı ruha ve kalbe dokunan yazılarınızı görmek ve dualarınıza dahil olmak duasıyla.
    Maesselam, Maeddua..
    Not: Birkaç yerde by_sükut, by_hiç ve oxvamu isimleri ile yazdığım yorumları, sığ anlayışlara ve yanlış anlamalara kapı açmamak adına bundan sonra tek çatı altında topluyorum nasipse. Bu durum postun başlığıyla da çok ilgili oldu :) Anlamı ''dua'' olan oxvamu ismiyle yazmaya devam. Bugün itibariyle bu isim dışında görülebilecek hiçbir yazı şahsıma ait değildir. Tarafımdan yazılmamıştır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. burda yazmanın en güzel tarafı, okuyanların farklı farklı düşünceler ve bakış açılarıyla yazılana kattıkları..bir de sizin gibi bunlar esirgenmeden paylaşılırsa çok zenginleşiyor, derinleşiyor bir kaç satırı geçemeyen paylaşımlarım.
      yüreğinize sağlık..

      not kısmında belirttikleriniz dikkate alınacaktır..benim açımdan bir sorun yok :)

      Sil
  4. Yılmaz Erdoğan'ı fikren 180 derece karşısında olsam da bazen şiirlerine yansıyanlar cihetiyle beğenirim. Anlam-anlama-anlayışa belki şu dizeleri farklı boyuttan katkıdır:

    ...
    Oysa;
    Bu satırlarla üstünü örten ben,
    Kelimelerle sargı bezi ve,
    Merhem yapan,
    Ozanlığı en çok kendini üzen ben,
    Anladım
    Sadece öğlenleri açarım yaramı
    Ve hiçbir yerde şubesi omaz
    Bu kanamalı hastanın

    Anladım..

    ................

    Maesselam, Maeddua..

    YanıtlaSil
  5. Anlayanı olmayan dizeler anlamsızdır :) Biraz felsefe gibi gözükse de bu cümle sanırım bir gerçeğin değişik boyutlu ifadesi.
    Not kısmına dair; sanal alem öyle bir yer ki tek isimli çok kişilikli insanlar cirit atar kimse fark etmez. Ben şükür çok isimli tek kişilikli olan olmuşum her daim :) İsimler muhtelif mesaj, tarz ve tavır tek. İsim tek olup herkese farklı boncuk dağıtanlardan olmamak keyifli :)
    Maesselam, Maeddua..

    YanıtlaSil

Eğer paylaştıklarım sizde bazı sorular, cevaplar ya da duygular oluşturuyorsa ve onları benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum..
Şimdiden teşekkürler..